Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Mühendislik Fakültesi, Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Yıltan Bitirim, “Çocuklarımız ve Dijital Dünya” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Doç. Dr. Bitirim, söz konusu yazısında şu ifadelere yer verdi:
“Çocuklarımız geleceğimizdir diyerek başlamak istiyorum. Çünkü bugün onlar için yapacağımız küçük ya da büyük her şey onların geleceğini şekillendirecektir. Onlar bizim kıymetlilerimizdir. 2021 yılında Türkiye İstatistik Kurumu “Çocuklarda Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması” çalışmasını gerçekleştirdi. Bu çalışma 6 ile 15 yaş arası çocuklar üzerinde yapıldı. Öncelikle, bu çalışmadaki bazı enteresan bulduğum sonuçları yorumlayarak paylaşmak istiyorum.
Çocukların %83’ünün internet kullandığı ve bu kullananların da %90’ının interneti her gün kullandığı belirlenmiş. COVID-19 pandemisi sebebiyle çevrim içi eğitimin artması, bu oranların yüksek çıkmasında ciddi bir etkide bulunmuştur elbette. Fakat merak edilen ve ciddi ciddi sorulması gereken soru, internetin hangi amaçlarla kullanıldığıdır. İnterneti düzenli kullanan çocukların kullanım amaçlarını sıraladığımızda, ilk iki sırayı %86 ile “çevrim içi derse katılma” ve %84 ile “ödev veya öğrenme amacıyla internete başvurma” almıştır ki, bu gayet normaldir. Ama öte yandan göz ardı etmememiz gereken diğer kullanım amaçları vardır. “Oyun oynama veya oyun indirme” %66, “Paylaşım sitelerinde video izleme” % 61, “İnternet üzerinden sesli veya görüntülü arama yapma” %55, “Mesajlaşma” %55, v.s. Sosyal medya da elbette bu amaçlardan birisi, oranı da %31. Hatta sosyal medya kullanan çocuklar her gün yaklaşık 3 saatlerini sosyal medyada geçiriyor! Peki, diyeceksiniz ki sorun ne?!
Teknoloji her gün gelişmektedir. Teknoloji hayatlarımızı bir taraftan kolaylaştırıp yaşam standartlarımızı artırsa da, diğer taraftan yaşam sebebimiz olmamalıdır. Eğer konu çocuklarımız ve ucu bucağı belli olmayan kimsenin kontrol altına alamadığı bir ortam olan internet ise, bu bahsettiğim amaçları ve oranlarını göz ardı etmemek lazım. Çocuklarımızın gelişimi için internet hakikaten ciddi bir önem taşıyor ama bunun yanında kontrol altına alınamayan ve dinamik bir içeriğe sahip olması bizlere ekstra bir sorumluluk yüklüyor. Çocuklarımız dünyaya açılan kapı olarak görülen İnternet’i kullanırken mutlaka ve mutlaka sizin kontrolünüzde bunu yapmalıdırlar!
İnternet üzerinden oynanan oyunlara baktığımızda genelde ortak noktaları dünyanın her yerinden oyuncularla oynanabilmesi ve oyuncular arasında az veya çok iletişim olmasıdır. Dolayısıyla, çocuğunuzun oynadığı oyundan ne yönde etkilendiği ve kimlerle iletişimde olduğu önemli! İnternet üzerinden paylaşım sitelerinde video izleme, YouTube bu tip sitelere bir örnek. Bu sitelerde dünyanın her yerinden insanlar videolar paylaşıyor. Faydalı video içeriklerinin yanı sıra, çocuğunuzu olumsuz etkileyebilecek yaşına uygun olmayan video içerikleri de söz konusu. Ayrıca, kullanıcıların birbirleri ile iletişim kurmalarına da imkan sağlıyor. Yani, yine aynı noktaya geliyoruz; çocuğunuz nasıl etkileniyor ve kimlerle iletişim kuruyor! YouTube örneğini verdiğimiz için şunu söylemeden de edemeyeceğim; YouTube paylaşılan içerikleri kontrol edebilmek için ciddi bir uğraş veriyor, sitede ebeveyn kontrolleri mevcut, hatta YouTube Kids uygulaması diye çocuklara yönelik içerik yayınlayan ayrı bir uygulaması da var. Tüm bunlar yeterli mi peki? Bence, değil.
İnternet üzerinden sesli veya görüntülü arama yapma, mesajlaşma, e-pota, sosyal medya, v.s. Biz büyükler bile bunlarda zaman zaman kendimizi kaybederken, çocuklarımızı bir hayal edin. Tekrar aynı noktaya geliyoruz, çocuğunuz nasıl etkileniyor ve kimlerle iletişim kuruyor!
Çocuğumuz mahallede diğer çocuklarla oynarken kiminle oynadığına bakarız, gözümüzle takip eder aksi bir durumda onlara doğruyu öğretiriz. Mahellede oynayan çocuk düştüğünde yaralanır, görürüz ve gereken tedaviyi yaparız. Ama dijital dünya böyle değil! Eğer takip etmiyorsak ve ilgilenmiyorsak, dijital dünyada ne düşen çocuğumuzu, ne de aldığı yaraları göremeyiz maalesef.
Elbette çocuklarımız dijital dünyanın nimetlerinden faydalanacaktır. Ama biz velilere büyük görev düşüyor. Çocuklarımız adı üstünde çocukturlar, onları yetişkin sınıfına koymayın ve yetişkin olana kadar onları mahallede koruduğunuz gibi dijital dünyada da koruyun, kollayın. Gözünüz üstlerinde olsun, onlar bizim kıymetlilerimiz!”